KALBİ İBRAHİM HALİLULLAH GİBİ OLANLAR BAHSİ

Bunların duaları kabuldur. Bunlardan imdat beklenir. Bunların kalpleri İbrahim Halilullah kalbi gibidir.

Hadis-i şerif:

عَنْ اَنَسٍ رَضِيَ اللّٰه عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللّٰه صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَنْ تَخْلَوُا الْاَرْضُ مِنْ اَرْبَعِينَ رَجُلًا مِثْلَ خِل۪يلِ الرَّحْمٰنِ عَلَيْهِ السَّلَامُ فَبِهِمْ يَسْقُونُ وَبِهِمْ يَنْصُرُونَ مَا مَاتَ مِنْهُمْ اَحَدًا اِلَّا اُبَدِّلُ اللّٰهُ مَكَانَهُ اٰخَرَ (طس)

“Ümmetimden kırk kişiden yeryüzü boş kalmaz. Bunlar İbrahim Halilurrahman gibidirler. Onlarla yağmur yağar, onlarla zaferler olur. Harpler kazanılır, onlardan birisi ölse Allah'u Teala başkasını yerine getirir. Tebdil eder kıyamete kadar böyle devam eder.”[1]

Diğer bir Hadis-i Şerif:

عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ رَضِيَ اللّٰه عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللّٰه صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَا يَزَالُ أَرْبَعُونَ رَجُلًا مِنْ أُمَّت۪ى قُلُوبُهُمْ عَلٰى قَلْبِ اِبْرَاهِيمَ عَلَيْهِ السَّلَامُ يَدْفَعُ اللّٰهُ بِهِمْ عَنْ أَهْلِ الْأَرْضِ يُقَالُ لَهُمُ الْاَبْدَالُ اِنَّهُمْ لَمْ يُدْرَكُوهَا بِصَلٰوةٍ وَلَا بِصَوْمٍ وَلَا بِصَدَقَةٍ، فَبِمَ أَدْرَكُوهَا يَا رَسُولَ اللّٰهِ؟ قَالَ بِالسَّخَاءِ وَالنَّص۪يحَةِ لِلْمُسْلِم۪ينَ (حل طب)

“Hilye-i Şerif'te Ebu Naim, İbn-i Mes'ud Radiyallahu anhu‘dan Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

“Ümmetimin içinde kırk kişi hiç eksik olmaz. Kalpleri İbrahim Aleyhisselam'in kalbi gibidir. Yeryüzünü Allah'u Teala onlarla korur. Onlara “Ebdallar” derler. Onlar o mertebeye namazla, oruçla, sadaka ile ermediler.

- Ne ile erdiler Ya Resulullah? dediler. Buyurdu ki;

- Cömertlikle ve müslümanlara bol nasihatla buldular.”[2]

Yani namazla, oruçla ve sadaka ile çalışan kimse bu ikisini de yapmaz ise o hale eremez demektir. Yoksa namazsız, oruçsuz ve sadakasız erdiler demek değildir. Onlarla beraber olursa demektir.

İbrahim Halilullah kalbi, deyince anladın mı bu ümmette neler var? İnsanda ne var, ne beklenir deme! Bu ümmetin içinde bunlar mevcuttur.

Muteriz (itirazcı) hoca neden haberin var.

Hadis-i Şerif:

عَنْ اَب۪ى سَع۪يدِ الْخُدْرِىِّ اَبُو اَمَامَةَ وَابْنِ عُمَرَ رَضِيَ اللّٰه عَنْهُمْ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اِتَّقُوا فِرَاسَةَ الْمُؤْمِنِ هُمْ يَنْظُرُ بِنُورِ اللّٰهِ تَعَالٰى (خ فى تاريخه ت حل طب طس)

Ebi Said'il-Hudri, Ebu Emame ve ibn-i Ömer Radiyallahu anhu rivayetleri ile Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:

“Mü'minin firasetinden sakınınız. Onlar Allah'u Teala'nın nuru ile bakarlar.”[3]

Gizli hallerinizi görürler. Allah'u Teala göstermek isterse görürler. Onlara bazı kere gösterir.

Ayette: “Siz bilmediğinizi ehl-i zikir'den sorun”[4] buyuruluyor.

[Nurunla bir göz ver bana,

Ol göz ile bakam sana,

Seyreyledikçe her yana,

Bildir bana mevlam seni

Yüzüm gözünden ırmayam,

Senden gayrısın görmeyem,

Bir lahza sensiz durmayam,

Bildir bana mevlam seni.

Seyyid NİZAMOĞLU]


[1] İmam Taberani, Mu’cemu’l-Evsat, Hadis No: 4251; Mevahibi ledünniyye, Cild 1, Sayfa: 776-778

[2] Taberani, Mu’cemu’l-Evsat, Hadis No: 10237; Ma’rifetü’s-Sahabeti li Ebi Naim İsbehani, Hadis No: 4013; Mir'at-ı Kainat, Cild 1, s. 627; Mevahib-i Ledünniyye, Cild 1, s. 779.

[3] Süneni Tirmizi, Hadis No: 3052; Taberani, Mu’cemu’l-Kebir, Hadis No: 369; Taberani, Mu’cemu’l-Evsat, Hadis No: 3382; Ramûzu'l-Ehadis Hadis No: 136; 250 Hadis Kitabı, Hadis No: 10, s. 12; Ömer Nasuhi Bilmen, «500 Hadis Kitabı» Hadis No: 45, s. 39; Kenzü'l- İrfan Hadis No: 180; Muhtar'ül Ehadisin Nebeviyye Hadis No: 19, s. 40; Hadis No: 422, s. 262; Müzekkin Nüfüs s. 39; Şevahidün Nübüvve, s. 236; Dört Büyük Halife s. 217.

[4] Sûre-i Enbiya, Ayet 7; Sûre-i Nahl, Ayet 43.


.