BELKISIN KÖŞKÜ BAHSİ

Burada başımızdan geçen halı söylüyorum.

Vahhabi mezheblilerle karşılaştım. Onlar Evliyaların kerametini inkar ederler. Ölülerin, dirilere yardımını inkar ederler. (Ben) Hazreti Şeyh Abdulkadir Geylani ve Hazreti Mevlana'nın kerametlerinden söylerken Şeyh Abdulkadir Geylani (Gaddese Sırrahu) buyuruyor ki:

- “Bir adam denize düşse, dibine inse, bana çağırsa yetişir, kurtarırım” diyor, deyince onların yetiştirdiği bir hafız;

- O adamı nasıl kurtarır dedi. Ben de böyle demesini bekliyordum dedim ki:

- Ben şimdi Kur'an-ı Kerim Ayetleri ve Hadis-i Şerifler ile söyleyeceğim. Her kim zerre kadar itiraz ederse dini gider, imanı gider, avradı boş olur, kendisi kafir olur. Çünkü Kur'an'ın ayetleri ile cevap vereceğim inşallah'u Teala.

Sure-i Neml'de Sultan Süleyman Aleyhisselam o muazzam tahtı ile havanın yüzünde uçup giderken karıncanın biri:

(Sure-i Nemil, Ayet 18)

قَالَ اللّٰهُ تَعَالٰى: يَا اَيُّهَا النَّمْلُ ادْخُلُوا مَسَاكِنَكُمْ لَا يَحْطِمَنَّكُمْ سُلَيْمَانُ وَجُنُودُهُ

“Ey karıncalar! Meskenlerinize çekilin Süleyman ve askerleri geliyor. Sizi tepeleyip öldürür, mahvederler” dedi.

Çünkü Allah'u Teala hayvanlara ilerideki gelecek kazayı belayı bildirir. Süleyman Aleyhisselam bulutlardan yukarda çok yüksekte gittiği yerde:

- Bu karıncayı getirin dedi, getirdiler.

- Ben zalimmiyim! Sen böyle söyledin? dedi. Karınca:

- Ben, onların beyiyim. Senin askerlerin belki oraya bizim haberimiz olmadan aniden iner. Bizimkileri görmez, tepelerler bizimkilerde ezilirler. Cenab-ı Hakk, benden sorar, deyince geri yerine gönderir. Süleyman Aleyhisselam bir yere indi. O kadar askere su lazım idi. Suyun yerini Hüd hüd kuşu bilirdi. (Hüd Hüd kuşu gagası ile suyun yerini gösterir.) Devler orayı parçalar suyu çıkarırlardı. Kuşlara baktı.

(Sure-i Nemil, Ayet 20)

قَالَ اللّٰهُ تَعَالٰى: مَا لِىَ لَا اَرٰى الْهُدْهُدَ

“Hüdhüd kuşunu bulamadı.”

O zaman Süleyman Aleyhisselam kızdı. “Eğer o kuş hayırlı bir haber ile gelirse ne ala, yoksa onu ya zıddı olan bir kuşa dövdürürüm, ya da boğazlarım” dedi. Bir de baktı, hüdhüd kuşu geldi. Sultan Süleyman Aleyhisselam'a Sebe memleketinden Belkıs'ın haberini getirdi. Hüd hüd dedi ki:

“Sebe memleketinde bir Melike var, (padişah erkekse melik. kadınsa melike derler) adı Belkıs. Onlar güneşe tapıyorlar. O kızın muazzam bir arşı, sarayı var.”[1]

[“Ve leha arşın aziym” Onun büyük bir arşı vardır. Yani büyük bir sarayı vardır. Allah'u Teala'nın büyük arş, büyük saray dediği en azından onbinlerce içerisine adam alan saraydır. Onun için Bilal Babam onbinlerce adam alan saray diye ifade ediyor.]

(Sure-i Neml, Ayet 38)

قَالَ اللّٰهُ تَعَالٰى: اَيُّكُمْ يَاْت۪ين۪ى بِعَرْشِهَا

O zaman Süleyman Aleyhisselam dedi ki:

- Bu onbinlerce adam alan köşkü, Belkıs benim yanıma geliyor. Belkıs benim yanıma gelmeden o muazzam sarayı benim yanıma kim getirecek?

(Sure-i Neml, Ayet 39)

قَالَ عِفْر۪يتٌ مِنَ الْجِنِّ اَنَا اٰت۪يكَ بِه۪ قَبْلَ اَنْ تَقُومَ مِنْ مَقَامِكَ وَاِنّ۪ى عَلَيْهِ لَقَوِىٌّ اَم۪ينٌ

“Cinlerden bir ifrit sen yerinden kalkmadan ben getiririm, dedi.” Sultan Süleyman Aleyhisselam:

İstiyor ki insanlardan birisi getirsin. Sultan Süleyman Aleyhisselam insanların gözüne baktı. Sultan Süleyman Aleyhisselam'ın hem baş veziri, hem de insan olan Asaf bin-i Berhaya isminde bir Ashabı vardı.

(Sure-i Neml, Ayet 40)

اَنَا اٰت۪يكَ بِه۪ قَبْلَ اَنْ يَرْتَدَّ اِلَيْكَ طَرْفُكَ

“O ben getiririm, sen gözünü çevirip bakana kadar,” dedi ve:

Süleyman Aleyhisselam gözünü çevirip baktı ki Yemen'den Kudüs'e iki aylık yoldan onbinlerce adam alan saray karşısına gelmişti. Süleyman Aleyhisselam:

قَالَ هٰذَا مِنْ فَضْلِ رَبّ۪ى

- “Bu benim Rabb'ımın fazlıdır” Elhamdülillah. Benim ümmetimde de bu gibi kerametlere eren zat var diye şükrane olarak Allah'u Teala'ya secdeye kapandı.

- Hafız dikkat et. Bizim Peygamberimiz Muhammed Mustafa Sallallahu aleyhi ve sellem bütün peygamberlerin sultanıdır! Sultan-ı Enbiya ve Resul-ü Kibriya'dır. Muhammed Mustafa Sallallahu aleyhi ve sellem, Sultan Süleyman Aleyhisselam'ın da sultanıdır. Sultan Süleyman Aleyhisselam'ın ümmetinde bu gibi keramet sahibi zatlar olunca Sultan-ı Enbiya Resul-i Kibriya Muhammed Mustafa Sallallahu aleyhi ve sellem'nın ümmetinde ondan çok üstünü olmaz mı? Belki onun yüz misli fazlası olur. Çünkü “Benim ümmetimin uleması Ben-i İsrail peygamberleri gibidir.”[2] Hafız dedi ki:

- Ya bizim hocalarımız, demeye kalmadı hem hacı, hem de hoca olan bir zat;

- Hafız diline sahib ol! Dinin imanın gider, hoca efendi ilk defa ne dedi deyince sesini kesti. Bu ümmeti Muhammed'de neler var, bilmezler...

İbrahim Halilullah Aleyhisselam zikrullah etmeden düşmanlara galib gelmedi, (gelemedi). Bak zikrullah nasıl dikkat et! Müzekki'n-Nüfus kitabında yazar. İbrahim Aleyhisselam'ın yanına Cebrail Aleyhisselam geldi. Bir yere kapanıp zikrullah etmesini (La ilahe illallah) demesini söyledi. İbrahim Aleyhisselam kırk gün zikrullahla çalıştı, tamamında mübarek ağzından, gözünden, kulağından nurlar fışkırdı. Kendisine baktı maneviyatında bir çok elleri olduğunu gördü. O eller ile kafirleri tutup tutup, atıyordu. Bir arkadaşı çilehanesine geldi.

- “Ya İbrahim! Kafirler Mekke'den çıkıp gidiyorlar” dedi. Bildi ki attığı tamam imiş.[3]

İşte Allah'u Teala'nın zikrine çalışanlarda bu haller olur. Bunlar hep zikir ile namaz birleşerek olur. Bir kimse dara düşse;

اَللّٰهُ اَللّٰهُ قُرْبَت۪ى يَا رَسُولَ اللّٰهِ فَرِّجْ كُرْبَت۪ى

“Allah Allah gurbetiy ya Resulullah ferriç kürbetiy” dese bi- iznillah o dardan kurtulur.

[“Allah Allah Gurbetiy, Ya Resulullah ferriç kürbetiy” Bu şahsa ait duadır. “Allah, Allah Gurbetena Ya Resulullah ferriç kürbetena” Umuma ait duadır. Bir tek kendi için okursa birincisi, topluma okunursa ikincisi okunur. Bu dua devamlı çok okunması lazımdır.

Ben Hilmi Kutlubay! Her ikisini birden okuyorum. “Allah Allah gurbetiy Ya Resulullah ferriç kurbetiy” “Allah Allah gurbetena Ya Resulullah ferriç kurbetena”]


[1] Sûre-i Neml, Ayet 23.

[2] Berika, Cild 1, s. 58;Müzekki'n-Nüfus, s. 417; Mir'at-ı Kainat, Cild 2, s. 619.

[3] Müzekki'n-Nüfus, s. 543-545.


.