MEVLÎD’ÜN-NEBÎ

MEVLÎD’ÜN-NEBÎ

Mevlîd’ün-Nebî Sallallâhu Aleyhi ve Sellem:

Elhamdülillâhillezî ceale Muhammeden sebebe külli mevcûd ve eşrefe külli mahlûk ve eazze külli mevlûd ve fezzalehû alel enbiyâ i biş-şefâat’il-uzmâ ve havzil-mevrûd ve karana’smâu bismihî ta’zîmen lişe’nihî ve terğîmen liş-şeytânil-hasûd ve hüve indellâhil-mahbûbul-matlûbul-mahmûd ve melâiketür-Rahmâni lehû ensârun ve a’vanun ve cunûd ve kellemehuş-şeceru vel-haceru vel-mederu vel-culmûd ve muhibbuhu fid-dünyâ vel-âhireti makbûlun ve mevdûd ve aduvvuhû min babillâhi matrûdun ve merdûd nahmeduhû alâ mâ cealenâ min ümmeti Muhammedin el-vefiyyi bil-uhûd ve eşhedü en lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerîke lehû ve lâ şebîhe lehüllezî tekaddese zâtuhû an zemenin memdûd ve ecelin ma’dûdin ve hüvâllâhul- ehadüs-samedü vel-ma’bûdü vel-maksûd ve hüvel azîzul-gafûrul-vedûd ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve Rasûluhû ve Habîbuhû ve Halîluhüllezî muzhirul-Hakkı ve mazharul-hulki vel-cûd veş-şâfiu vel-müşeffeu fil-arasâti fil-yevmil mev’ûdi ve sallallâhu aleyhi ve alâ âlihî ve eshâbihillezîne hüm es’ade külli mesûd ve selleme teslîmen dâimen kesîran ilâ yevmil-haşri ve taayyuni makâmil-hulûd.[35]

Mevlid-i Şerif’e Başlama Usûlü:

Mevlid meclislerinde başlangıçta; Sûre-i Ahzâb, Âyet 56 okunarak başlanır.

Euzubillâhimineşşeytanirracîm, Bismillâhirrahmânirrahîm

İnnallâhe ve melâiketehû yusallûne alennebiy yâ eyyühelle-zîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ[36]

Sonra, aşağıdaki Salâvat-ı Şerife toplu olarak hep bir ağızdan söylenir:

Allahümme salli ve sellim ve bârik alâSeyyidinâMuhammedin ve alâ âlihi adede kemâlillâhi ve kemâ yelîku bi kemâlihî[37]

Salâvatın içinde geçenSeyyidinâyerine her tekrarında aşağıdaki kelimeler konularak tekrar edilir.

1-Seyyidinâ,

2-Ashâbınâ,

3-Hayr’ül-verâ,

4-Bahr’ül-atâ,

5-Şems’üd-Dûhâ,

6-Bedr’üd-Dücâ,

7-Habîbinâ,

8-Tabîbinâ,

9-Resûlunâ,

10-Nûr’ül-Hudâ.

Mevlîd-i Şerif Kasidesi

Ey Hüdâ’dan lütf-i ihsan isteyen

Mevlîd-i pâk-i Resûlullah’a gel,

Cennet içre Huri Gılman isteyen,

Mevlîd-i pâk-i Resûlullah’a gel.

Ol Resûl’ün doğduğu şebb-i güman,

Leyle-i kadre müşabihtir heman,

Bulmak istersen Cehennem’den eman,

Mevlîd-i pâk-i Resûlullah’a gel.

Zât-ı pâk-i cânü dilden dinle sen,

Mahz-ı nûr’u Hakk’tır ol zât-ı hasen,

Olduğunca dünyada sağ-u asan,

Mevlîd-i pâk-i Resûlullah’a gel.

Meclis-i Mevlid de ey vâli müdam.

Ol Resûl’e kıl salât ile selâm,

Cennet-i âlâ da istersen makam,

Mevlîd-i pâk-i Resûlullah’a gel.

Fikredip dünyadan elbet göçmeği,

Cennet’e âhir Sırat’tan geçmeği,

Havz-ı Kevser’den dilersen içmeği,

Mevlîd-i pâk-i Resûlullah’a gel.

Cennet İlahisi

Şol cennetin ırmakları, Akar Allah deyu deyu,

Çıkmış İslâm bülbülleri, Öter Allah deyu deyu.

Aydan aydındır yüzleri, Şekerden tatlı sözleri,

Cennette huri kızları, Gezer Allah deyu deyu.

Salınıp tûba dalları, Kur’ân okur hem dilleri,

Cennet bağının gülleri, Kokar Allah deyu deyu.

Kimler yiyip kimler içer, Melekler hem rahmet saçar,

İdris Nebi hulle biçer, Subhanallah deyu deyu

Yunus Emrem var yârîne, Koma bu günü yarına,

Yarın Allah divanına, Varam Allah deyu deyu.

Yunus EMRE

Tevhid Kasidesi

Cihan içre şah eder, Kalpler üzre mah eder,

Vasıl-ı Allah eder, Lâ ilâhe illallah.

Kalbinden siler pası, Hak yola sürer nâsı,

Nermeder kalbi kası, Lâ ilâhe illallah.

Nef ile isbat olur; Kâdı-i hâcât olur,

Bâisi necât olur Lâ ilâhe illallah.

Zikreyle her nefeste, Çağır Allah’ı seste,

Can bülbülü kafeste; Lâ ilâhe illallah.

Ehlullahın yolları, tevhid okur dilleri,

Hep giderir galleri, Lâ ilâhe illallah.

Gel zikreyle bel kuşan, fani dünyadır inan,

Çün gider bunda gelen, Lâ ilâhe illallah.

Leyl-ü nehar[38]dî anı, akıt gözünden kanı,

Hakk’a eyle igânı, Lâ ilâhe illallah.

Zikre sen adet verme, sakınıp az da kılma.

Ğarik ol, kendin bilme, Lâ ilâhe illallah.

Bildir ol irfanı, budur cümlenin cânı,

Bilgil aslı îmanı, Lâ ilâhe illallah.

Maksuduna erdirir, Mâbud’unu bildirir

Gönlün hakka döndürür, Lâ ilahe illallah.

Hal ide gör sen anı, tuttuğun yolu tânı,

Buldurandır Sübhanı, Lâ ilâhe illallah.

Nicedir zikrin nûr’u, Lâ Mevcûde sürûri,

İllâ Hû’dur huzûru, Lâ ilâhe illallah.

Arifsen âr eyleme, zikri inkâr eyleme,

Yerini nâr eyleme, Lâ ilâhe illallah.

Derman ararsan derde, zikret Hakk’ı her yerde,

Kalmaz arada perde, Lâ ilâhe illallah.

Kur’ân’la bitir işin, hem sadıklar dildaşın,

Çal yerden yere başın, Lâ ilahe illallah.

Zikr ile ğam def olur, hicâb-ı küfr ref olur,

Cism-ü cân’a nef olur, Lâ ilâhe illallah.

Hakk’ın bize ihsân-ı, dildedir dinle ânı,

Dertlilerin dermânı, Lâ ilâhe illallah.

Berr-ü bahirde seyri, edersin sende hayrı,

Bir bil, yok andan ğayri, Lâ ilâhe illallah.

Nûr’u dilinde söyle, Cân ravzasın nûr eyle,

Hakk ile huzur eyle, Lâ ilâhe illallah.

Allah Adın Bahri

Allah adın zikredelim evvelâ

Vâcib oldur cümle işte her kulâ

Allah adın her kim ol evvel anâ[39]

Her işi âsân eder Allah anâ[40]

Allah adı olsa her işin önü

Herkiz ebter olmaya ânın sonu[41]

Her nefeste Allah adın di müdâm[42]

Allah adıyla olur her iş tamam

Bir kez Allah dese aşk ile lisân

Dökülür cümle günah misl-i hazân[43]

İsm-i Pâkin pâk olur zikreyleyen

Her murâda erişir Allah diyen

Aşk ile gel imdi Allah diyelim

Derd ile göz yaş ile âh idelim.

Ola kim rahmet kıla ol Pâdişah[44]

Ol Kerîm ü ol Rahîm ü ol ilâh

Birdir ol birliğine şek yokdurur[45]

Gerçi yanlış söyleyenler çokdurur[46]

Cümle âlem yok iken ol vâr idi

Yaratılmıştan Ganî Cebbâr idi.

Vâr iken ol yok idi ins ü melek

Arş ü ferş ü ay ü gün hem nuh-felek[47]

Sun’ ile bunları ol vâr eyledi

Birliğine cümle ikrâr eyledi[48]

Ol dedi bir kerre var oldu cihân

Olma derse mahv olur ol dem hemân

Bâri ne hâcet kılavuz sözü çok

Birdir Allah andan artık Tanrı yok[49]

Haşre dek ger denilirse bu kelâm

Nice haşr ola bu olmaya tamâm[50]

Ger dilersiz bulasız oddan necât

Aşk ile derd ile edin es-salât[51]

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Resûlallah

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Habîballah

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Nuru Arşillah

Ey azîzler işte başlarız söze

Bir vasiyyet kılarız illâ size

Ol vasiyyet kim derim her kim tuta

Misk gibi kokusu canlarda tüte.

Hakk Teâlâ rahmet eyleye anâ

Kim beni ol bir duâ ile ana,

Her kim diler bu duâda buluna,

Fâtiha ihsân ede Süleyman kuluna,

{ Lillâhil Fâtiha Maa’s-Salavât }

Her Şeyden Önce Peygamberimiz Sallallâhu Aleyhi ve Sellem’in Nûru’nun Yaratılması

Hakk Teâlâ ne yaratdı evvelâ

Cümle mahlûkdan kim ol evvel ola

Mustafâ nûrunu evvel kıldı var

Sevdi anı ol Kerîm ü gird-i gâr[52]

Hakk ana verdi mükemmel eyledi

Yaradılmışdan mufaddal eyledi[53]

Andan oldu her nihân ü âşikâr[54]

Arş u ferş u yerde gökde ne ki var

Ger Muhammed olmaya idi ayân

Olmayıserdi zemîn ü âsumân[55]

Ger Muhammed gelmeseydi âleme

Tâc-ı izzet ermez idi Âdem’e

Hem vesile olduğu için ol Resûl

Âdem’in Hakk tevbesin kıldı kabul

Nûh ânınçün garkdan buldu necât

Dahi doğmadan göründü mu’cizât

Ceddi olduğiyçün anın hem Halîl

Nârı cennet kıldı ana Ol Celîl

Cümle ânın dostluğuna adına

Bunca izzet kıldı Hakk ecdâdına

Hem dahi Mûsâ elindeki âsâ

Oldu ânın hürmetine ejderhâ

Ölmeyüp Îsâ göğe bulduğu yol

Ümmetinden olmak için idi ol

Çok temenni kıldılar Hakk’tan bunlar

Kim Muhammed ümmetinden olalar[56]

Enbiyâ’nın şeksiz ol sultânıdır

Cümlesinin cân-ı içre cânıdır

Gerçi kim bunlar dâhi mürsel durur

Lâkin Ahmed ekmel u efdal durur[57]

Zirâ efdalliğa ol elyak durur[58]

Ânı öyle bilmeyen ahmak durur

Haşre dek ger denilirse bu kelâm

Nice haşr ola bu olmaya tamâm

Ger dilersiz bulasız oddan necât

Aşk ile derd ile edin es-salât

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Resûlallah

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Habîballah

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Nuru Arşillah

İntikâl-i Nur’un Nebî Sallallâhu Aleyhi ve Sellem

Hakk Teâlâ çün yarattı Âdem’i

Kıldı Âdem’le müzeyyen âlemi[59]

Âdem’e kıldı feriştahlar sücûd[60]

Hem âna çok kıldı ol lutfu ıssı cûd[61]

Mustafâ nûrunu alnında kodu

Bil Habîbim nûrudur bu nûr dedi[62]

Kıldı ol nûr ânın alnında karar

Kaldı ânın ile nice rûzigâr[63]

Sonra Havvâ alnına nakletti nûr

Durdu anda dahi nice ây ü yıl

Şît doğdu âna nakletti nûr

Ânın alnında tecellî kıldı nûr[64]

Erdi İbrâhim ü İsmâil’e hem

Söz uzanır ger kalanın der isem

İş bu resm ile müselsel muttasıl

Tâ olunca Mustafâ’ya müntakil[65]

Geldi çün ol rahmeten lil’âlemîn[66]

Vardı nûr anda karar etti hemîn

Ger dilersiz bulasız oddan necât

Aşk ile derd ile edin es-salât

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Resûlallah

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Habîballah

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Nuru Arşillah

Velâdet Bahri

}Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem’in Doğumu{

Âmine Hâtûn Muhammed ânesi

Ol sedeften doğdu ol dür dânesi[67]

Çünkü Abdullah’tan oldu hâmile

Vakt erişti hafta vü eyyâmile[68]

Hem Muhammed gelmesi oldu yakîn

Çok alâmetler belirdi gelmedîn

Ol Rebîü’l-evvel ayı nicesi

On ikinci gece isneyn gecesi[69]

Ol gece kim doğdu ol hayrul-beşer[70]

Ânesi anda neler gördü neler

Dedi gördüm ol Habîbin ânesi

Bir aceb nûr kim güneş pervânesi

Berk urup çıktı evimden nâgehân[71]

Göklere dek nûr ile doldu cihân

Gökler açıldı ve feth oldu zulem

Üç melek gördüm elinde üç alem[72]

Üç alem dahi dikildi üç yere

Her birisin edeyim nerden nere

Biri maşrık biri mağrıbta ânın[73]

Biri damında dikildi Kâbe’nin

İndiler gökten melekler sâf sâf

Kâbe gibi kıldılar evim tavâf

Geldi hûriler bölük bölük buğûr[74]

Yüzleri nûrundan evim doldu nûr

Hem hava üzre döşendi bir döşek

Adı sündüs döşeyen anı melek

Bildim anlardan ki ol halkın Beyi

Kim yakın oldu cihâna gelmeği

Çün göründü bana bu işler ayân[75]

Hayret içre kalmış idim ben hemân

Yarılıp duvar çıktı nâgehân

Geldi üç hûrî bana oldu ayan

Çevre yanıma gelip oturdular

Mustafâ’yı birbirine muştular[76]

Bu senin oğlun gibi kadri Cemîl

Bir anaya vermemiştir ol Celîl[77]

Ulu devlet buldun ey dil-dâre sen

Doğuserdir senden ol hulk-i hasen[78]

Bu gelen ilm-i ledün Sultânıdır[79]

Bu gelen tevhîd u irfân kânıdır[80]

Bu gelen aşkına devr eyler felek

Yüzüne müştâkdır ins ü melek

Bu gece ol gecedir kim ol şerîf

Nûr ile âlemleri eyler latîf

Bu gece dünyâyı ol cennet kılar

Bu gece eşyâya Hakk rahmet kılar

Rahmeten lil-âlemîndir Mustafâ

Hem şefîul-müznibîndir Mustafa[81]

Vasfını bu resme tertîb ettiler

Ol mübarek nûru terğîb ettiler[82]

Âmine eder çü vakt oldu tamam

Kim vücûda gele ol hayrü’l-enâm[83]

Susadım gâyet harâretten kati

Sundular bir cam dolusu şerbeti

Kardan ak idi ve hem soğuk idi

Lezzeti dâhi şekerde yok idi

İçtim ânı oldu vücûdum nûra gark[84]

Edemedim kendimi nûrdan fark

Geldi bir ak kuş kanadıyla revân[85]

Arkamı sığadı kuvvetle hemân

Doğdu ol saatte ol sultan-ı din

Nûr’a gark oldu semâvât ü zemîn[86]

Sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ

Hattâ tenâlû cenneten ve naîmâ

Mevlid’in Ara Duâ’sı

Ayağa kalkıp ayakta;

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Resûlallah

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Habîballah

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Nuru Arşillah

Allâhu Ekber Allâhu Ekber lâ ilâhe illallâhu vallâhu Ekber. Allâhu Ekber velillâhilhamd. (tekbir kısmı üç defa okunur)

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Resûlallah

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Habîballah

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Nûru Arşillah

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Seyyide’l-evvelîne ve’l-âhirîn ve selâm’un ale’l-mürselîn. Velhamdü lillâhi Rabbilâlemin.

Merhaba Bahri

Yaratılmış cümle oldu şâdumân[87]

Gam gidip âlem yeniden buldu cân

Cümle zerrât-ı cihân edip nidâ

Çağrışuben dediler kim merhabâ

Merhabâ ey âlî Sultan merhabâ

Merhabâ ey kân-i irfân merhabâ[88]

Merhabâ ey Sırr-ı Furkan Merhabâ[89]

Merhabâ ey derde dermân Merhabâ

Merhabâ ey âsi ümmet melce-i

Merhabâ ey çâresizler eşfa’i[90]

Merhabâ ey gürretü’l-aynı Halîl[91]

Merhabâ ey hâs-ı mahbûb’u Celîl

Merhabâ ey cümlenin matlûb’u sen

Merhabâ ey Hâlik’ın mahbûb’u sen

Merhabâ ey rahmetenlil’âlemîn

Merhabâ sensin şefîu’l-müznibîn

Ey Cemâli gün yüzü bedr-i münir

Ey kamu düşmüşlere sen destigîr[92]

Dest-i gîrisin kamû üftâdenin

Hem penâh-ı bende vü âzâdenin[93]

Ey gönüller derdinin dermânı sen

Ey yaratılmışların Sultânı sen

Sensin ol Sultân-ı cümle enbiyâ

Nûr-i çeşm-i evliyâ vü esfiyâ[94]

Ey risâlet tahtının sen hâtemi

Ey nübüvvet mihrinin sen hâtemi[95]

Çünkü nûrun rûşen etti âlemi

Gül Cemâlin gülşen etti âlemi[96]

Oldu zâil zulmet-i cehl ü dalâl

Buldu bâğ-ı ma’rifet ayn-ı kemâl

Yâ Habîballah bize imdâd kıl

Son nefes dîdârın ile şâd kıl

Ger dilersiz bulasız oddan necât

Aşk ile derd ile edin es-salât

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Resûlallah

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Habîballah

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Nûru Arşillah

Çünkü ol mahbûb’u Rahmân u Rahîm

Kıldı dünyâyı cemâlinden naîm

Birbirine müjdeleyü her melek

Raksa girdi şevk-u şâdından felek[97]

İş bu heybetten Âmine hûb-rû[98]

Bir zaman aklı gidip geldi geru

Gördü gitmiş hûriler hiç kimse yok

Görmedi oğlun tazarru kıldı çok

Hûriler aldı tasavvur kıldı ol

Hayret içre çok tefekkür kıldı ol

Çevre yanın isteyu kıldı nazâr

Gördü kim bir köşede hayrü’l-beşer

Şöyle Beytullah’a karşı ol Resûl

Yüz yere urmuş ve secde kılmış ol

Secde de başı dili tahmîd eder

Hem getirmiş parmağın tevhîd eder

(Efdalu’z-zikri Fa’lem ennehû: “lâilâhe illallâh”[99])

Debrenir dudakları söyler kelâm

Anlayamadım ne derdi ol hümâm[100]

Kulağım ağzına urdum dinledim

Söylediği sözü ol dem anladım

Der ki ey Mevlâ yüzüm tuttum sana

Yâ ilâhi ümmetim vergil bana

Hakk’a bağlayıp gönülden himmeti

Der idi vâ ümmeti vâ ümmeti[101]

Tıfl iken ol dilerdi ümmetin

Sen kocaldın terk edersin sünnetin

Ümmetim dedi sana çün Mustafâ

Ver salâvat sen de âna bul safâ

Ger dilersiz bulasız oddan necât

Aşk ile derd ile edin es-salât

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Resûlallah

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Habîballah

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Nûru Arşillah

Mekke kavmi uluları bi hilâf[102]

Ol gece Kâbe’yi kılarken tavâf

Secde kıldı Kâbe gördü has ü âm[103]

Düşmedi bir taşı hoş kıldı kıyâm

Rüknü rükne Kâbe’nin verdi selâm

Dediler kim doğdu ol hayrü’l-enâm[104]

Kâbe bir savt etti ol dem nâgehân

Dedi doğdu bu gece şems-i cihân[105]

Pâk edip puttan küfürden ol Resûl

Kurtarıser beni müşriklerden ol

Yalın ayak baş açuben sâf’u sâf

Eyleyiser ümmeti beni tavâf

Mu’cizât’ın Nebî Sallallâhu Aleyhi ve Sellem

Fahr-i âlem erdi çün kırk yaşına

Kondu pes tâc-ı Nübüvvet başına[106]

İndi Kur’ân âyet âyet beyyinât

Zâhir oldu nice türlü mu’cizat

Evvelâ ol kim mübârek cisminin

Gölgesi düşmezdi yere resminin

Nûr idi baştan ayağa gövdesi

Nûr ayandır nûrun olmaz gölgesi

Ol mübârek başı üzre her zaman

Bir bölük bulut olurdu sâyebân[107]

Her nere varsa bile varırdı ol

Başı üzre her zaman dururdu ol

Depredîcek dudağın ol mâh-ı veş[108]

Deprenirdi gökte hem ay ü güneş

Dokunucak saçına bâd-ı sabâ[109]

Misk-i anberle dolar idi hava

Terlese güller olurdu terleri

Hoş dererlerdi terinden gülleri

İnci dişleri şuâından gece

İğne düşse bulunurdu ey hoca

Sadr-i nûrundan karanlık geceler

Yolda yürürdü yiğitler kocalar

Çün işâret kıldı ol mahbûb-u Hakk

Parmağîle ay oldu iki şak[110]

Dikti hurmayı hem ol şâh-ı cihân

Diktiği saat yemiş verdi hemân

}Subhânallâhi ve’l-hamdülillâhi velâ ilâhe illallâhu vallâhu ekber, velâ havle velâ kuvvete illâ billâh’il-aliyyi’l-azîm{

Parmağından çeşmeler akıttı hem

İçdi andan cümle haylile haşem[111]

Ağulupişmiş kuzu ana söyledi[112]

Yime benden yâ Resûlallah dedi

Nice gözsüzleri gözlü kıldı ol

Nice sözsüzleri sözlü kıldı ol

Haşre dek ger denilirse bu kelâm

Nice haşr ola bu olmaya tamâm

Ger dilersiz bulasız oddan necât

Aşk ile derd ile edin es-salât

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Resûlallah

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Habîballah

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Nûru Arşillah

Mi’râc’ın Nebî Sallallâhu Aleyhi ve Sellem

Gel beru ey aşk oduna yanıcı

Kendüyü mâşûka âşık sanıcı[113]

Dinle gel mi’râcın ol şâhın ayan

Âşık isen aşk oduna durma yan

Bir dü-şenbih gecesi tahkîk haber

Leyle-i kadr idi ol gece meğer[114]

Ol hümâyun baht ol kadri yüce

Ümmü Hâni evine vardı gece[115]

Anda iken nâgehân ol yüzü ak

Cennet’e var dedi Cebrail’e Hakk

Bir murassa tâç bir hulle kemer

Hem dahi al bir Burakı mu’teber[116]

Ol Habîbime ilet binsin anı

Arşımı seyreylesin görsün Beni

Cebrâîl çün Cennete vardı revân

Gördü kim bî-had Burak otlar hemân[117]

İçlerinde bir burak ağlar kati

Yimez, içmez, kalmamış hiç tâkati

Gözlerinden yaşı ceyhun eylemiş

Ciğerini dert ile hûn eylemiş[118]

Dedi Cebrâîl nedir ağladığın

Hüzn ile cân ü ciğer dağladığın

Bâki yoldaşın yiyip içip gezer

Sen inilersin dî cânın ne sezer

Dedi kırk bin yıl durur kim ya Emîn

Aşkdır bana yemek içmek hemin

Nâgehân bir ün işitti kulağım

Gitti aklım bilmezem sağ u solum[119]

Yâ Muhammed deyuben çağırdılar

Bir sadâ birle yürekler deldiler

Ol zamandan bilmezem ki nolmuşam

Ol adın ıssına âşık olmuşam[120]

Yüreğim içinde eridi yağım

Âşık oldu görmeden bu kulağım

Cennet’i başıma aşk-ı dâr eder

Gece gündüz işim âh’u zâr eder.

Gerçi zâhir cennet içre dururam

Ma'nide nâr-ın azâbın görürem[121]

Ger iremezsem visaline ânın

Ediserem terkini cân ü tenin

Cebrâil dedi Burak’a ey Burak

Verdi Hakk maksudunu kılma firak[122]

Kimde kim aşkın nişânı var durur

Âkibet mâşûka ânı er-görür[123]

Gel beru mâşûkuna er göreyim

Yüreğin zahmine merhem urayım[124]

Aldı Cebrâîl Burak’ı ol zamân

Tâ Cenâb-ı Ahmed’e geldi revân

Hak selâm etti sana yâ Mustafâ

Kim mübarek hatırın bulsun safâ

Dedi kim gelsin konuklaram ânı

Arş’ımı seyreylesin görsün Beni

Bu gece zâhir olur esrâr-ı Hakk

Gösteriserdir sana Dîdâr-ı Hakk

Zemzem ile doldu kevn ile mekân

Arş’a varır dediler Fahr-i Cihân[125]

Hem sekiz cennet kapısın açtılar

Âlemin üstüne rahmet saçtılar

Dâim ister hazretimden her melek

Arş u Kürsî Sidre çarhı nuh-felek[126]

Cümlesi ânın yüzün görmek diler

Ayağına yüzlerin sürmek diler

Gel gidelim Hazrete yâ Mustafâ

Muntazırdır anda Ashâb-ı Safâ[127]

Sana Cennetten getirdim bir Burak

Dâvet-i Rahmândır ey Nûr-i Hakk

Durdu yerinden hemendem Mustafâ

Koydu tâcı başına ol pür safâ[128]

Çekti ol demde Burak’ı Cebrâîl

Önüne düştü âna oldu delîl

Tarfetü’l-ayn içre ol Sultân-ı ümem

Geldi Kuds’e erdi ve bastı kadem[129]

}Subhânallâhi ve’l-hamdülillâhi velâ ilâhe illallâhu vallâhu ekber, velâ havle velâ kuvvete illâ billâh’il-aliyyi’l-azîm{

Enbiyâ ervâhı karşı geldiler

Mustafâ’ya izzet ikrâm kıldılar

Pes geçip Mihrâba ol hayrü'l-enâm

Enbiyâ ervâhına oldu imâm

İki rek’ât kıldı Aksâ’da namaz

Öyle emretmiş idi ol bî niyâz[130]

Ol gece durmadı cevlân eyledi

Şöyle kim eflâki seyrân eyledi[131]

Her birinden türlü hikmet gördü ol

Tâ ki vardı Sidre’ye erişti ol

Cebrâîl’in durağıdır ol makam

Nuh felek tâ kim tutalıdan nizâm

Kaldı Cebrâîl makamında hemîn

Dedi âna Rahmet’en lil’âlemîn

Bilmezem bu yolları ben nideyim

Kim garibem bunda kande gideyim[132]

Cebrâîl dedi Resûle ey Habîb

Sanma-gil bu yerde sen seni garîb[133]

Senin için yaratıldı nuh felek

İns ü cinn ü hûr u cennet hem melek

Bunda hatm oldu benim seyrângâhım

Mâ-verâsından dahi yok âgahım[134]

Bana böyle emre-dübtür Zü’l Celâl

Açmayam ben bundan öte perr ü bâl[135]

Ger geçem bir zerre denlü ilerû

Yanaram baştan ayağa ey ulu

Dedi Cebrâîl’e ol şâh-ı cihân

Pes makamında dur imdi sen hemân

Râh-ı aşkta kim sakınır cânını

Ol kaçan görse gerek cânânını[136]

Çün ezelde bana aşk oldu delîl

Yanâr îsem yanayım ben ey Halîl

Râh-ı aşkı sanma gafil serseri

Belki kemter nesnedir vermek seri

Ger dilersiz bulasız oddan necât

Aşk ile derd ile edin es-salât

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Resûlallah

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Habîballah

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Nûru Arşillah

Zuhûr-u Refref

Söyleşirken Cebrâîl ile kelâm

Geldi Refref önüne verdi selâm[137]

Aldı ol Şâh-ı cihânı ol zaman

Sidre’ye gitti ve götürdü hemân

Gördü gök ehli ibâdette kamu

Her biri bir türlü tâatte kamu

Kimi tahlîl ü kimi temcîd okur[138]

Kimi tesbîh ü kimi tahmîd okur

Kimi kıyâmda kimi kılmış rükû

Kimi Hakk’a secde kılmış bâ hûşû[139]

Kimisini aşk-ı Hakk almış durur

Vâlehü hayrân ü mest kalmış durur[140]

Hep gök ehl-i cümle karşı geldiler

Mustafa’ya izzet ikram kıldılar

Merhaben bik yâ Muhammed dediler.

Ey şefâat kânı Ahmed dediler

Her biri kutluladı mi’râcını

Dediler giydin saâdet tâcını

Yürü kim meydan senindir bu gece

Sohbet-i Sultan senindir bu gece

Ermedi evvel gelen bu devlete

Kimse lâyık olmadı bu rif’ate[141]

Ref’ olup ol şâha yetmiş bin hicâb

Nûr-i tevhîd açtı vechinden nikâb[142]

Her birisinden geçerken ileri

Emr olurdu yâ Muhammed gel beri

Çünkü kâmûsun görüp geçti öte

Vardı erişti ol Ulu Hazret’e

Şeş-cihetten ol münezzeh Zül-Celâl

Bî-kem ü keyf ana gösterdi Cemâl[143]

Zâten ol Sultân-ı mâ zâğal-basar

Eylemişti Hakk’a tahsîs-i nazar[144]

Âşikâre gördü Rabb’ül-izzeti

Âhirette öyle görür ümmeti

Bî hurûf u lâfz u savt ol Pâdişah[145]

Mustafa’ya söyledi bî iştibâh

Dedi kim mahbûb u matlûbun benem

Sevdiğin can ile mâbûd’un benem

Gece gündüz durmayıp istediğin

N’ola kim görsem Cemâlin dediğin

Gel Habîbim sana âşık olmuşam

Cümle halkı sana bende kılmışam[146]

Ne murâdın var ise kılam revâ

Eyleyem bir derde bin türlü devâ

Mustafâ dedi eyâ Rabb’er-rahîm

Ey hatâ-buşu atası çok Kerim[147]

Ol zâif ümmetlerin hâli n’ola

Hazretine nice anlar yol bula

Gece gündüz işleri isyân kamu

Korkaram ki yerleri ola tamu[148]

Yâ İlâhi Hazretinden hâcetim

Budurur kim ola makbûl ümmetim

Hakk Teâlâ’dan erişti bir nidâ

Yâ Muhammed ben sana kıldım atâ

Ümmetini sana verdim ey Habîb

Cennetimi anlara kıldım nasîb

Ey Habîbim nedir ol kim diledin

Bir avuç toprağa minnet eyledin[149]

Ben sana âşık olunca ey latîf

Senin olmaz mı dü-âlem ey Şerîf[150]

Zâtıma mir’at edindim zâtını

Bile yazdım adım ile adını[151]

Hem dedi kim yâ Muhammed ben seni

Bilirem göremeğe doymazsın Beni

Lîk varup dâvet et kullarımı

Tâ gelüben göreler Dîdârımı

Mâ-hasal ol anda doksan bin kelâm

Sebk edip buldukta encâm u hitâm[152]

Hakk’ın emri ile ol şâh-ı cihan

Ümmü Hânî evine geldi hemân

Her ne vâki oldu ise serteser[153]

Cümlesin Ashâbına verdi haber.

Dediler ey Kıble-i İslâm-ıDîn

Kutlu olsun sana Mi’râc-ı Güzîn[154]

Biz kamumuz kullarız sen Şâhsın

Gönlümüz içinde rûşen mâhsın[155]

Ümmetin olduğumuz devlet yeter

Hizmetin kıldığımız izzet yeter

Duâ

Yâ ilâhi ol Muhammed hakkıçün

Ol şefâat kâni Ahmed hakkıçün

Sidre ve Arş-ı muallâ hakkiçün

Ol sülûk u seyr-i âlâ hakkiçün[156]

Ol gece söyleşilen söz hakkiçün

Ol gece Hakk’ı gören göz hakkiçün

Sırr-ı Furkân nûr-i a’zam hakkiçün

Kuds ü Ka’be Merve Zemzem hakkiçün[157]

Gözü yaşı hakkiçün âşıkların

Bağrı başı hakkiçün sâdıkların

Biz günâhkâr âsî mücrim kulları

Yarlığayub kıl günâhlardan berî

Sana lâyık kullar ile hem dem et

Ehl-i derdin sohbetine mahrem et

Yâ ilâhi kılma bizi dâllîn

Bu duâya cümleniz deyin âmîn

Ümmetinden râzı olsun ol Muîn

Rahmetullahi aleyhim ecmaîn.

Duâ-i Mevlid’in Nebi Sallallâhu Aleyhi ve Sellem

el-Hamdülillâhi li veliyyihî ve’s-selât-u ve’s-selâmu alâ Nebiyyihî ve alâ âlihî ve itratihî ecmaîn. Cenâbü Erhame’r-Râhimîn!

Habîbi Ekrem ve Nebiyyi MuhteremSallallâhu aleyhi ve sellem hürmetine okunan Mevlid-i Şerif’i ve Kur’ân-ı Hakîm’i dergâh-ı izzetinde kabûle karîn eyleye. Hâsıl olan sevaplarını ol Seyyidü’l-Kevneyn ve Resûlu’s-sekaleyn, İmâmü’l-Harameyn Sallallâhu aleyhi ve sellem Hazretlerinin Ravza-i Mübârekelerine tarafımızdanfâkirâne ve âcizâne hediye eyledik, Rabbimiz vâsıl eyleye. Rûh-i Seyyidi’l-Enâmı cümlemizden hoşnût ve sâye-i şefâatin üzerimize sâyebân eyleye. İndi Rasûlillah da makbûliyyet ve mahbûbiyyet müyesser eyleye.

Ve sâir Enbiyâ-i İzâm ve Resûlü Kirâm aleyhimüs-salâtü ves-selâm Hazretlerinin ervâh-ı şerîflerine ikrâm eyleye. Âli ezvâc-ı tâhirât ve ashâb-ı güzîn ve ensârîn, muhâcirîn, tâbiîn ve eimme-i müctehidîn Rıdvânullâhi Teâlâ aleyhim ecmaîn hazretlerinin ruhlarına ikrâm eyleye.

Ve Evliyâ-i ârifîn, mürîdîn, mensûbîn kaddesallâhu ervâhahum hazretlerinin ervâhına vâsıl eyleye. Ve ale’l-husus bu cemaatimize bâis ve bâdî zât-ı şerîfin sa’yini meşkûr, zenbini mağfûr ve amelini makbûl eyleye. Sûrî ve ma’nevî müşkilatlarımızı hallu âsân eyleye.

Evlâd-ı mükerremlerini ulemâ-i âmilîn ve sülehâ-i sâlihîn ve ağniyâ-i şâkirinden eyleye. Usûl ve furu’larından âhirete irtihâl edenlerin taksîratlarını mağfûr ve ruhlarını mesrûr eyleye. Bâkide kalanları tûl-i ömür ile muammer eyleye. Nice nice meclislerin emsâl-i kesiresiyle kendilerini mesrûr eyleye.

Berde ve bâhirde bulunan musâfirîn ve asâkirîne selâmetler ihsân eyleye. Huccâc-ı müslimîne berren ve bahren selâmetler verip, gidenlere tekrâr gitmeyenlere an garîbuz-zaman helâl mal ile ziyâretler ihsân eyleye.

Vaktimiz hitâmında Kelime-i Şahâdet nasîp eyleye. Sekerât-ı mevtimizi âsân eyleye. Ve kabirde şeytân-ı aleyhilla’nenin mekrinden emîn eyleye. Suâl-i Münkereyn’in suallerini âsân ve cevaplarını muktedir eyleye. Ve cenneti ve cemâliyle cümlemize ikrâm eyleye. Duâlarımızı dergâh-ı izzetinde makbûl eyleye.

Subhâne Rabbuke Rabbu’l-izzeti ammâ yesifûn ve selâmun ale’l-murselîn velhamdulillâhi rabbi’l âlemîn (el-Fâtiha maa’s-salavât)

Not: Dileyen duânın kalan kısmının tamamını okuyabilir.

Âmin!

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Resûlallah

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Habîballah

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Nûru Arşillah

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Nebiyyallah

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Şefîyyallah

Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Seyyide’l-evvelîne ve’l-âhirîn ve selâmun ale’l-mürselîn ve’l-hamdülillâhi Rabbi’l-âlemîn. Âmîn!

Allâhümme ahfaznâ yâ feyyaz, min cemîi’l-belâ’ya ve’l-emraz. Allâhümme innî es’elüke îmânen dâimâ. Ve es’elüke kalben hâşiâ. Ve es’elüke ilmen nâfiâ. Ve es’elüke yakînen sâdikâ. Ve es’elüke dînen kayyimâ. Ve es’elükel âfiyete min külli beliyyeh. Ve es’elüke tamâme’l- âfiyeh. Ve es’elüke devâmel âfiyeh. Ve es’elükeş-şükra ale’l-âfiyeh Ve es’elüke kinâ aninnâs. Birahmetike yâ Erhamerrâhimîn!

Allâhümme ahfaznâ anil mevâni fî tarîki’l-vusûli ileyke teveffenâ müslimen ve el-hiknî bi’s-sâlihîn. Ve’l-hamdülillâhi Rabbilâlemîn.

Esselâtü ve’s-selâmu alâ Resûlinâ Muhammed’in ve alâ âlihî ve sahbihî ecmaîn.

Allâhümme âmîn yâ mucîbe’s-sâibîn veya hayran-nâsırîn veyâ ze’l-kuvveti’l-metîn veya erhame’l-mesâkîn veyâ erhame’r-râhimîn!

Yâ Allah Yâ Rabbi!

İzzin Celâlin hakkı için kudretin ve kemâlin hakkı için vahdâniyyetin, ferdâniyyetin hakkı için azâmeti Kibriyan hakkı için duâ’yı ismi âzam hakkı için on sekiz bin âlem hakkı için Kur’ân-ı Azîmüş-şân hakkı için, yâ Rabbi! Bizleri iki cihanda aziz eyle. Kalplerimizi kelime-i tevhîdin nûr’u ile münevver eyle. Duâlarımızı dergâh-ı izzetinde kabul eyle. Bizleri umduklarımızın cümlesine nâil eyle. Günahlarımızı affı mağrifet eyle. Dertlilerimize devâ ver, hastalarımıza şifâ ver, borçlularımıza edâ etmek nasip eyle. Murâd-ı maksutlarımıza nâil eyle.

Yâ Rabbi yâ Erhame’r-râhimîn!

Dîn-i islâm’a nusret ver, ehl-i imân’a kuvvet ver, ümmet-i Muhammed’e selâmet ver, islam ordularını gâlip ve muzaffer eyle, zaferler nasîp eyle.

Habîbin hürmetine analarımızı, babalarımızı ve bizleri aff-ı mağfiret eyleyip cennetinle cemâlinle cümlemize ikrâm eyle.

Yâ Rabbi! Senden dünyâda âfiyet ve ahirette de affını istiyoruz, Rabbimiz bize dünyâ ve ahirette iyiyi ver, bizi ateş azâbından koru.

Cemîi Enbiyâ ve Rasûlü Kirâm Aleyhi’s-salât-u ve’s-selâm hürmetine duâlarımızı kabûl eyle. Yâ Rabbi! Habîbin hürmetine geçmişlerimizin cümlesinin ruhlarına vâsıl eyle. Yâ Rabbi! Habîbin hürmetine cümlemizden râzı ve hoşnut eyle. Habîbin Ahmed, Resûlün Muhammed Mustafa Sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimizin yevm-i kıyâmette Livâhül-hamd sancâğının altında bizleri haşr eyle. Yâ Rabbi! Orada toplanıp orada buluşmak O’na komşu olmak şerefine bizleri nasip eyle.

Âmîn! Yâ muîn ve selâmun ale’l-mürselîn ve’l-hamdülillâhi Rabbilâlemîn. Tegabbel minnâ, veşfi merdânâ verham mevtânâ bi hürmeti sırrı sûreti’l-Fâtiha maa’s-salavât.


.