SEBEB VE NESEB BAHSİ.

Yine Hadis-i Şerif’te Rasululllah Sallallahu aleyhi ve sellem:

قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: كُلُّ سَبَبٍ وَ نَسَبٍ يَنْقَطِعُ اِلَّا سَبَب۪ى وَ نَسَب۪ى يَوْمَ الْقِيَامَةِ (حل قط طس ك ق ض طب عن ابن عباس)

“ Her Sebeb ve Neseb yok olabilir yalnız benim sebebim ve nesebim kıyamette kaybolmaz,”[1] diye buyurmuştur.

İşte hasebim dediği intisabla olan manevi baba hasebidir. Nesebim dediği kendi evladı Fatımatü'z-Zehra validemizden nesebidir. Bu silsile böyle gelir, sebeb ciheti iledir. Bir de tıflı manevi baba ve evlad vardır. Mürid intisab ederse kalbine tıflı manevi düşer. Cenab-ı Hakk Meleklere bu kulumun kalbini temizleyin der. Melekler her şeyi çıkarırlar. Bir şey var çıkaramazlar. Hakk Teala'ya yalvarırlar, çıkaramıyoruz derler. Cenab-ı Hakk o kulumun mürid olduğu tıflı manevisidir. Sonra murad olacaktır.

Şeyh Abdulkadir Geylani Efendimiz Hazretleri (Gaddesallahu Sırrahu) buyuruyor ki: Evvel mürid olurlar, sonra murad olurlar.


[1] Taberani Mu’cem’ul Kebir, Hadis No: 2567, 2568, 2569; Taberani Mu’cem’ul Evsat, Hadis No: 5764; Musennefu Abdürrezzak, Hadis No: 10354; Ramûzu'l-Ehadis, Hadis No: 4221.


.